LINK-TURKEY

Program

Farz edelim ki aniden, hiç beklemediğiniz bir anda fani dünyadan ayrılıp, kendinizi en son bekleme odasında buldunuz. Başınıza gelenlere inanamayıp, bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsunuz ve yüce tanrıyı planında bir değişiklik yapması için ikna etmek zorundasınız. Ya da "ilahi ebediyetin" daha sonra tecelli etmesini ve beklemesi lazım geldiğini düşünüyorsunuz. Ne yaparsınız? Fatih Çevikkollu "Fatihland (Fatih Ülkesi)" adlı oyunundan sonraki yeni kabare gösterisi "Fatih'e Bir El Fatiha'da izleyicinin karşısına " bu sorularla çıkıyor. Kölner Stadtanzeiger Gazetesi Çevikkollu'nun bu programının şu ana kadarkiler arasında en komiği olduğunu yazıyor. Kölnlü oyuncu gösterisinde siyasi kabare ile "fena dokunduran" komedi arasında becerikli bir denge kuruyor.

Gerçekten oldu mu, yoksa bir rüya mıydı? Bunu Fatih Çevikkollu da tam bilmiyor. Trafik kazası, bir hafiflik, parlak ışık ve ardından… Hiç bir şey... Yani hiç bir şey gibi bir şey. Böyle bir şey olabilir mi? Kesinlikle olamaz, neden? Çünkü hesaplar Fatihsiz yapıldı. Fatih fırsatı kullanıyor ve sorması gereken her şeyi soruyor. Hangisi öncelikli, sefa sürmek mi, pişmanlık mı? Yaşam boyu taşınan yük ve günahların bedeli için, işin sonunda bir ceza var mı? Yoksa işin sonunda her şeyin en iyisini mülayimlikle kaçırıp, sonradan dizine vura vura gülmek mi var? Tutku dolu bir yaşam mı, yoksa varlığını ileride daha iyi olacak diye keyiflerden arındırılmış bir halde sürdürmek mi? Kim haklı? Banker mi, bağdaş kurmuş yogi mi? Fatih Çevikkollu programında hep iş işten geçtikten sonra akla gelen soruları soruyor. Sadece sormakla kalmıyor, doğru cevapları da veriyor. Nokta atışlı, keskin dilli, esprili, zamana uygun ve yürekli. Bu sorular hem kendine, hem de sana. Çünkü bu hikayede sen de varsın! O zaman "Fatih'e bir El Fatiha!"